Yazar: Salih Doygun (11 Yaşında)
Editör: Defne Hilal Dursun (11 Yaşında)
- Öhö öhö… Doğrusu gelmeden önce buraların bu derece tozlu olacağını düşünmemiştim. Dünya’ya varmamıza çok az kaldı. Öksürüğüm hâlâ geçmedi. Kim bilir kaç milyon yıldır hiç tozu alınmamış buranın?
- Sen de ne mızmız çıktın! Ben tarihe geçtik diye seviniyorum, sen şikâyet edip duruyorsun.
- Biz değil, Neil Armstrong tarihe geçti.
- Ne yani, Armstrong adımını atarken “Bu adımı atmama yardımcı olan çizmelerimi unutmayın!” demedi mi?
- …
- Nankör astronot. Kaç saattir ayağında toz içindeyiz, bir teşekkür etmedi demek…
- Madem kaç saattir ayağındasın, neden teşekkür edip etmediğini bana soruyorsun ki?
- Şey… Ben o sırada uyuyordum da.
- Sorumsuza bak ya! Böylesine önemli bir anda uyukluyorsun sonra da Armstrong’a kızıyorsun.
- Sahiden, ne oldu ben uyurken?
- Büyük rakip olan Rusya ve ABD uzaya ilk roketi göndermek için yarışıyorlardı. Rusya 4 Ekim 1957’de “Sputnik 1” isimli roketi uzaya gönderdi. 1959’da Rusya “Luna 2”yi Ay’a çarptırdı. Ardından “Luna 3” ile Ay’ın fotoğrafını çekti. 12 Nisan 1961’de, kozmonot Yuri Gagarin uzaya giden ilk insan oldu. ABD, Apollo 8 ile Ay yörüngesine üç adam gönderdi. 1969’da ise Apollo 10; Ay’a, hem de yüzeye birkaç kilometre kalacak şekilde yaklaştı.
- Ne anlatıyorsun sen?
- Olanları.
- Ben sana uyurken olanları sordum. Sen 1950’den bugüne olanları anlattın!
- Tam olarak ne zaman uykuya daldığını bilmediğimden biraz geriden başladım.
- Sen de beni amma uykucu yaptın ha! Bu arada genel kültürün iyiymiş, tebrik ederim.
- Sağ ol. 21 Temmuz 1969’da “Apollo 11” fırlatıldı. Fırlatma sırasında Neil Armstrong’un ayağındaydık. Kendisi Apollo 11’in üç astronotundan biriydi. Diğer ikisi ise Buzz Aldrin ve Michael Collins’ti. İki gün boyunca yolculuk yaptık. Yani iki gün boyunca Armstrong’un ayaklarındaydık. Ayaklarından yükselen berbat bozuk peynir kokusu biraz midemi bulandırsa da bu tarihi olaya tanık olmak için sabrettim. Nihayet Apollo 11 iniş yaptı. Neil Armstrong Ay’a ayak basan ilk insan oldu. Tabii ayaklarında bizimle birlikte. Biraz toz içinde kaldık ama Neil’in de dediği gibi; bu, onun için küçük ama insanlık için büyük adımdı. Bu yüzden buna katlanabilirdik.
- Peki, sonra ne oldu?
- Astronot Buzz da Ay’a ayak bastı. “Çok güzel, çok güzel, çok güzel. Muhteşem bir ıssızlık,” dedi. Ama ayağındaki çizme bir şey demedi. Sanırım o da uyuyordu. Ama Collins Ay’a inmedi, Apollo 11’de kaldı. Çünkü Ay’da park yeri bulamamıştı.
- Dalga geçme de doğru dürüst anlat.
- Şaka sevmiyorsun yani, peki. Apollo 11’e geri döndüğümüzde kontrol panelindeki bir anahtar kırılmıştı. Ay’da mahsur kalmıştık. Fakat Buzz bir keçeli kalemi anahtar deliğine sokarak ateşlemeyi başardı. Böylece Ay’dan ayrıldık. Arkamızda bolca malzeme ve Rusya’yı gıcık etmek için diktiğimiz Amerikan bayrağını bıraktık.
- Muhteşem!
- Sıkı tutunun, Dünya’ya iniyoruz!..
コメント