Yazar: Alihan Darhanoğlu (9 yaşında)
Editör: Nahide Rana Can (11 yaşında)
Şef Editör: Bilge Özsoy
İnsanoğlu hep böyle yaşamıştır ve sanıyorum ki öyle yaşamaya devam edecektir. Bir şey hayatlarından çıkarılırsa hayatları daha güzel olacakmış gibi görünür. O şeyi hayatlarından söküp atar. Üzerlerinden tren geçmiş gibi olana kadar da bu fikrin ne kadar saçma olduğunu anlamazlar. Artık dayanamadıkları zaman hayattan çıkartılan şeyi tekrar yerine oturtmak için aynı o şeyi hayattan çıkarmak için harcadıkları kadar çaba harcarlar. Bu insanoğlunun asırlardır değişmeyen bir özelliğidir.
Cıvıl cıvıl bir mayıs günüydü. Bundan herkes memnundu. Ama bu mayıs gününe çok sinir olan bir ihtiyar vardı: Dr. Vector. Artık çok yaşlı olduğu için kuşların sesi ona acemi bir piyanocunun çaldığı bir beste gibi geliyordu. “Kuşları zehirleyecek bir gaz mı icat etsem?” diye düşündü. Ama o zaman etrafta böcekler artardı. Aklına dahiyane bir fikir geldi: Kuşların sesini çalmak. Bu onun için gerçekten fevkalade bir fikirdi. Hemen laboratuvarına kapanarak işe koyuldu. Bir iksir yaptı. Ancak bu iksiri çalıştırmak için biraz müziğe ihtiyacı olacaktı. Bunun için bestesini de yazdı ve komşu parka gitti. Tabii yanında müziği çalmak için gitarı da vardı. Gitarın telleri oynamaya başlamasıyla beraber iksir bütün kuş seslerini bulunduğu kabın içine çekmeye başladı. Bütün kuş sesleri kabın içine girdiği anda Dr. Vector kabın tıpasını kapadı ve ağır adımlarla evinin yolunu tuttu.
Ertesi sabah herkes mutsuzdu. Kuşların cıvıltıları olmadığı için baharın o huzur verici sesi de kaybolmuştu. Bu sırada bizim Dr. Vector evinde keyif çatıyordu. İlk ay Dr. Vector için resmen cennetti. İkinci ayın yarısına gelindiğinde bu sessizlikten bizim ihtiyarın da canı sıkılmaya başladı. Panikle kabın yanına koştu. O anda sadece kuş seslerini değil diğer tüm sesleri de yok ettiğini gördü. Torununun sevimli gülüşünü, mahallenin coşkun kahve sohbetlerini ve çocukların koşuşturmasını çok özlemişti. Tam da ona göre mertçe bir hareket yaptı. Dünyanın düzenini bozan oysa tekrar düzenleyecek olan da o olmalıydı. Seslerin bulunduğu kabı aldı ve aynı parka gitti. Tıpayı açtı ve sesler sahiplerine kavuştu. Yine ağır ağır yürüyerek evinin yoluna koyuldu. Ertesi sabah uyandığında herkes çok mutluydu. Her şey eskisine dönmüştü. O anda Dr. Vector kalbinde bir mutluluk hissetti. Ömrünün sonuna kadar da yüzünden gülümseme hiç eksik olmadı.