Yazar: Ömer Şamil GÖKMEN (12 Yaşında)
Editör: Ceylin Ravza AYDIN (13 Yaşında)
Şef Editör: Yağmur KARACAN
14 Ağustos 990 (Rumi)
Bugün çok heyecanlıyım. Çünkü nihayet Mimar Sinan’ın yanında kâtip olarak çalışabileceğim. Üç yıldır Konstantiniyye’deyim ve Türkçe öğreniyorum artık çok iyi konuşabiliyorum. Burayı seviyorum, beni heyecanlandırıyor. Konstantiniyye’nin o yemyeşil sokakları, minareleri bulutları delen camileri, çeşit çeşit baharat kokan pazarları ve buraya gelince müptelası olduğum kahveleri… Ailem yaklaşık 150 yıl kadar önce İstanbul’dan Fransa’ya göç etmiş, ben de Fransa’da doğup büyüdüm.
16 Teşrinievvel 990
Bugün çalışmaya başladım, Mimarbaşı Sinan bana pek çok kubbe tasarımı gösterdi. Çok soru sormadım, onun yerine Mimar Sinan’ı tanımaya çalıştım. Yaşlı olmasına karşın hâlâ dinç ve heybetli duruyor. Ayrıca çok cömert, kibar, saygılı, çalışkan ve misafirperver bir insan. Kısaca zor bulunur biri. Ayrıca çok sabırlı, işçilerden biri mimarbaşının ne kadar sabırlı olduğuyla ilgili bir hikâye anlattı. Selimiye Cami’nin yapılacağı arsanın bir kısmı lale bahçesiymiş. Lale bahçesinin sahibi olan Rum kadın arsayı satmamak için inat etmiş. Sinan sabredip kadının bütün isteklerini yerine getirmiş ve en sonunda kadın arsayı satmış. Son şart olarak da caminin içinde lale motifi bulunmasını istemiş, Sinan da kadının bu isteğini yerine getirmiş ama lale motifini kadının inatçılığının sembolü olarak ters bir şekilde yapmış.
20 Teşnisani 990
Mimarbaşına sorduğum sorulara pek cevap alamadım, çünkü birkaç gün içinde Selimiye Cami’nin açılışının yapılması planlanıyor ama yine de birkaç soruma cevap verdi. Bu bilgiler Fransa’nın çok işine yarayacak. Fransız mimarların en merak ettikleri noktalardan biri onun yapılarının neden bu kadar sağlam olduğuydu.
- Yapılarınızın bu kadar sağlam olması için kullandığınız özel bir formül var mı?
- Bunun için harca yumurta akı karıştırıyorum.
- Bu kadar büyük yapılarda sesin her yere eşit dağılması için ne yapıyorsunuz?
- Yapının kubbesine içi boş su küpleri yerleştirerek bunu sağlıyorum.
24 Teşnisani 990
Bu gün Fransız Sefareti'nden bir arkadaşla buluştuk. Gizli formülleri teslim ettim. Tam kahveden çıkarken mimarbaşının kalfalarından birine rastladım. Bana o kadar çok soru sordu ki benden şüphelendiğini düşündüm. Daha dikkatli olmalıyım.
27 Teşrisani 990
Normalde bugün Selimiye Cami’nin açılışı planlanıyordu ama ertelendi. Ben de fırsatını bulmuşken Sinan'a birkaç soru sordum.
- Acaba nasıl mimar oldunuz?
-Hmm, sanırım 954 senesinin ilk güzüydü. Moldova seferinde ordunun karşısına Prut Nehri çıktı, ordunun bu nehirden karşıya geçmesi gerekiyordu. Benden bir köprü yapmam istendi, o zamanlar yeniçeriydim. 13 gün gibi kısa bir sürede köprüyü tamamladım. Sultan Süleyman köprüyü çok beğendi ve beni Başmimarlık görevine atadı.
12 Kanunievvel 990
Bu gün Selimiye’yi gezmeye karar verdik. Mimarbaşı bu camiye ustalık eserim diyor. Gerçekten de müthiş bir cami, kubbesi, minareleri ve içindeki İznik çinileriyle âdeta bir sarayı anımsatıyor.
- Ustam, buranın zeminin çok sağlam olmadığı söyleniyor.
- Doğrudur.
- Zemini sağlamlaştırmak için ne yaptınız?
- Zemine 30.000'e yakın kazık çaktırarak bu kazıkların üzerine tonlarca ağırlıkta bloklar koydurdum ve iki yıldan fazla beklettim. Böylece zeminin daha iyi sıkışmasını ve yük taşır hâle gelmesini sağladım.
27 Kanunievvel 990
Bugün İstanbul’a gidiyoruz. Yol kenarında uçsuz bucaksız tarlalar uzanıyor, havada da keskin bir soğuk var. At arabasının tekerleği dün yağmış olan yağmurdan dolayı sürekli çamura batıyor, ben de bir süre sonra yorgunluktan uyuyakalmışım. Beni kalfalardan biri uyandırdı. Camiye varmışız, cami çok kocaman ve büyük bir kubbeye sahip caminin içi muhteşem çinilerle kaplı.
-Ustam çeşitli yerlerde asılı gördüğüm yuvarlak şeyler de ne?
-Bunlar deve kuşu yumurtası. Haşereleri uzaklaştırmak için astırdım.
-Bu caminin en çok hoşunuza giden özelliği nedir?
-Bu camide bulunan is odaları var, bu odalarda camide yanan kandillerin isleri toplanıyor, bu isler kullanılarak mürekkep yapılıyor.
22 Abrul 991
Bugün bilgilerin hepsini teslim edeceğim ama Mimar Sinan’ın ne kadar büyük biri olduğunu anladım. Bu nedenle ona ihanet edemem, ayrıca İslam dinine de saygım arttı.Ben de Fransız Sefareti’nden gelen görevliye yanlış bilgiler uydurup onları verdim. Sanırım artık gerçekten Mimarbaşı’nın yanında kâtip olarak çalışmaya başlayacağım, Fransa’ya da sahte mimari formüllerle iyi şanslar…