top of page
Ahsen ÇALIŞIR

Bulutların Arasındaki Maceram

Yazar: Ahsen ÇALIŞIR (10 Yaşında)

Editör: Kerem ALPARSLAN (12 Yaşında)

Çizer: Fehim Eren Koldaş (13 Yaşında)

Şef Editör: Yağmur KARACAN



Merhaba ben Şükran, bugün gökyüzünde bir maceraya atılacağım. Hemen maceraya atılmak için arkama yaslandım ve işte başlıyoruz!


Kırmızı çatılı, mavi kapılı evimin çatısına çıktım. Oradaki leylek yuvasındaki uçmaya hazırlanan bir leyleğin sırtına atladım. Bulut arkadaşımın yolunu leyleğe söyledim. Sağ olsun leylek kardeş isteğimi kırmadı ve arkadaşım Bulut ‘un evinin kapısının önüne bıraktı.

Önce evin etrafını dolaştım bembeyaz kara benzer bulutların üstünde atladım. Sonra bir hareketlilik hissettim. Ve sonra kendime güldüm. Çünkü çok önemli bir şey yokmuş. Sadece bulutlar ileri geri ve yukarı aşağı hareket ediyormuş. Biraz daha kendime güldükten sonra arkadaşımın kapısını çaldım. Kapıyı arkadaşım Bulut açtı.


-Aaaa! Hoş geldin Şükran.


-Hoş buldum Bulut. Eee nasıl gidiyor?


-Cevaplarım ama önce eve girmen lazım. Böyle kuru kuru olmaz.


-Hadi o zaman ne bekliyoruz.


İçeri girdiğimde sadece mutfak renkliydi, diğer tüm odalar beyazdı. İçerisi de sanki yağmur kokuyordu.


-Eee nasıl beğendin mi?

-Dostum, bu ev bir inanılmaz her yer bembeyaz ve yumuşacık.

-Neyse hadi bir şeyler içelim mesela bulut gazozu, tadı mükemmeldir.

-Tamam. O zaman ben de içeyim

-Harika! İki gazoz geliyor.

O sırada ev sallanmaya başladı. İkimizde çok korktuk. Sonra Bulut bana ne olduğunu anlattı. Meğerse yılın bu zamanlarında Şimşek Kraliçesi gelip bu civardaki evlere şimşekler çaktırırmış. Buna ikimizde çok korktuk.

O an içimdeki özgüvenime sahip çıkamadım ve ayağa kalktım aslında evin önüne çıkıp bağırmaya başladım:

-Heyy! Sen kimin evini yıkıyorsun bakayım?

-Haaa ben mi, ben buranın kraliçesiyim.

-Ama burada yaşayanların hakkına giremezsin.

-A-aaa, niyeymiş o? burası benim yerim canım.

Niye kendime bu kadar güvenmiştim ki. Haksız çıktım işte. Sonra Bulut’un bana seslendiğini duydum ve şöyle dedim:

-Bulut, bu işe bir çözüm bulmalıyız. Ne dersin?

-Ama onun da dediği gibi, burası onun yeri.

-Tamam o zaman. Bir plan kurmaya başlayalım.

-Ben olur dediğimi hatırlamıyorum.

-Neyse ne, hadi başlıyoruz.

Düşünmeye başlamıştık ki Bulut bana Kraliçenin asasından dolayı kötü olduğunu anlattı. Asasının içinde küçük bir siyah taştan dolayıymış. Aklımıza şöyle bir plan geldi: Bulut, Kraliçeyi oyalarken ben hemen Şimşek asasını alacağım ve kıracağım. Bu sayede içindeki küçük siyah taş içinden çıkacaktı.

Bu planı uygulamak için dışarı çıktık. Bulut, hemen Kraliçe’nin önüne geldi ve değişik bir şarkı söylemeye başladı “ben ten bulut tultut tulut bulut” bende hızlı manevralarla asayı alıp kırdım. Kraliçe birden fenalaşıp bayıldı. Biz de hemen başına dikildik. Gözlerini açıp kendine geldiğinde konuşmaya başlayıp bize hikayesini anlattı. Bunu ona başka birisi yapmış ve o da bu taşın etkisinde kalmış. Aslında çok iyi bir insanmış Kraliçe. Tam o sırada bir ses geldi,

-Yemek hazır!

-Tamam anne, hemen geliyorum.

Bir kitabı daha bitirmiştim. Çok mutluydum. Bir kitabı daha kütüphanemdeki o rafa taşımıştım. Bir daha ki kitapta buluşmak üzere. Hoşça kalın! :)  

bottom of page