Yazar: Ayşe HAZAR (10 Yaşında)
Editör: Nahide Rana CAN (11 Yaşında)
Şef Editör: Yağmur KARACAN
Mevsimlerden ilkbahar, aylardan mayıs, günlerden çarşambaydı. Erzurum'un Çeperli köyündeydik. Güzel bir evdeydik. Evde ahşaptan iki sandalye ve bir masa vardı. Etraf gül gibi kokuyordu. Ben de Nene Hatun’un yanında merak ettiklerimi ona soruyordum, Nene Hatun ise cevaplıyordu. Bana kek ikram etmişti. Kekin tadı şeker gibiydi. Ve ilk sualimi sordum.
-Nene Hatun, size bir sual sormak istiyorum.
- Sor sualini bakalım Amine kızım.
-Siz kaç yaşında cepheye katıldınız?
-Ben 20 yaşında cepheye katıldım yavrum. Daha yeni gelindim. Kundaktaki bebemi evde bıraktım da gittim.
-Kaç çocuğunuz var?
-Dördü erkek, ikisi kız altı çocuğum var. Ama biri 1. Dünya Harbi'nde şehit oldu.
-Allah rahmet eylesin.
-Sağ ol evladım. Vatan sağ olsun.
-Hangi tabyada vazife aldınız?
-93'teki harp sırasında Aziziye tabyasında vazife aldım.
-Cepheye katılmanız nasıl oldu?
-Ruslar, Aziziye tabyasını ele geçirmişti. Hepimiz kadın erkek bakmadan elimize tüfek, tırpan, satır ne geçtiyse alıp kafileye katıldık. Aziziye tabyasına doğru öleceğimizi bilerek koştuk. Ruslar bize yaylım ateşi açtı. Ön sıradakiler şehit oldu.
-Kaç şehidimiz oldu peki?
- Türkler 1000 kadar şehit verdi.
-Sonra ne oldu?
-Biz bir avuç Erzurumlu ise elimizdekilerle tabyanın kapısını kırarak içeri girdik ve iki binden fazla Rus’u öldürerek tabyayı geri aldık.
-Yaralananlar oldu mu?
-Evet, geri kalanlar yaralandı. Ben de yaralıydım.
-Yaralandıktan sonra cephede kaldınız mı?
-Kalmaz olur muyum yavrum. Vatan o hâlde bırakılır mı? Düşmanı Erzurum’dan kovuncaya kadar her karış toprakta cephane taşıdık, yaralılara hemşirelik yaptık, yemek pişirdik, su dağıttık, vatan için hizmetten hizmete koştuk.
-Hayatınız boyunca kaç savaş gördünüz?
-5 savaşa şahitlik ettim kızım.
-Peki, şimdi kaç yaşındasınız?
-Şimdi 54 yaşındayım.
Tam o sırada kapı çaldı. Tık tık tık!
- Ben kapıya bakayım.
Kapıyı açtığımda önümde 3 tane memur vardı. İster istemez “Bismillah, ne oluyor burada?” diye aklımdan geçirdim.
-Nene Hatun içeride mi bacım?
Heyecandan kekeleyerek konuştum.
-E-e-evet i-içeri-içeride.
Memurları hemen içeriye davet ettim.
-Hayırdır evladım? Buyurun hoş geldiniz.
-Geç kalınmış değerini vermeye geldik Nene Hatun. Bu yıl ilk defa “Yılın Annesi” seçiliyor ve seçilen sensin.
Ellerinde bir sürü hediyeler ve bir madalya vardı.
-Yok, ben bunu kabul edemem. Ben her şeyi vatanım için yaptım. Hiçbir karşılık beklemedim. Bunlara gerek yok.
Memur ısrar etti.
-Lütfen kabul edin. Siz vatan için bütün gücünüzle savaştınız. Bu sizin hakkınızdır, hatta az bile.
Nene Hatun istemeyerek kabul etti. Memurlar Nene Hatun’un ihtiyaçlarını sordu ve sonra gitti. Nene Hatun elindeki madalyaya bakarak uzaklara daldı, gözleri doldu. Galiba büyük bir olaya tanıklık etmiştim.