Yazar: Sümeyye Ilgın ÇINAR (12 Yaşında)
Editör: Şeyma Betül BULDU (12 Yaşında)
Şef Editör: Yağmur KARACAN
Eylül ormanda yürüyüşe çıkmıştı. Köyünün ters yönüne, yani kuzeye doğru ilerliyordu. Köylülerin büyük bir çoğunluğu bu yöne doğru ilerlemezdi. Gidenler ise geri dönmezdi. Bu yüzden orada ne olduğunu merak ediyordu.
Biraz ilerledikten sonra köpeği Şans toprağı koklamaya başladı. Eylül köpeğinin yaptığı her şeyin anlamı olduğunu biliyordu. Bu yüzden burnunu sürttürdüğü toprak alana baktı ve orada küçük insanların yaşadığını gördü.
Bir müddet sonra bir hışırtı duydu. Köpeği sesi duyunca korkup uzaklaşmış ve onu yalnız bırakmıştı.
“Hey, sen! Uzaklaş, yoksa seni de oradaki insanlar gibi küçültürüm.”
Eylül arkasına döndü, iri bir adam gördü.
“Buraya gelmemeliydin. Bütün işlerimi bozacaksın. Seni de onlar gibi küçülteceğim.”
Adam cebinden bir cihaz çıkarttı. Eylül’e doğrulttu ve cihazın ağzından ışınlar çıkmaya başladı. Ardından ortalık uzun bir sessizliğe büründü.
Eylül, yoğun bir toprak kokusu ve dev çimenlerin içinde kısık gözlerle baygın bir hâlde etraftan gelen fısıldamalar duydu. Yeni yeni ayılıyordu. Çevresinde bir insan topluluğu vardı. İçlerinden çelimsiz bir çocuğun ona doğru yaklaştığını, elini ona kalkması için uzattığını fark etti. Eylül çocuğun elini tuttu ve ayağa kalktı. Ağaçlar ile dağlar devasa bir büyüklükteydi. “Burası neresi böyle?” diye sordu.
Çelimsiz çocuk konuşmaya başladı:
“Hâlâ Dünya’dayız ama normal boyutumuzda değiliz. Az önce gördüğün adam, bu yöne gelenleri küçültüyor, böylece bizi ortadan yok edip kurulmasını istemediğimiz plastik poşet fabrikasını kuracak.”
Eylül önceki günlerde, eve posta yoluyla gelen bir mektupta buna benzer şeyler yazdığını hatırladı. Buraya, tam iki köyü kapsayan kirli atıkları ile her yerin kirlenmesine sebep olacak bir fabrika kuracaklardı. Hatta burayı terk etsinler diye şehirde bir daire vermeyi teklif etmişlerdi ama kimse bu teklifi kabul etmemişti.
Hemen yakınlarında bir kulübe vardı, adam o kulübenin içine girdi. Şans çalılıkların arkasında gizlenmiş ve hâlâ normal boyutundaydı, Eylül’ü tüylerine tutundurarak kulübeye bırakabilirdi. Eylül yüksek sesle ıslık çaldı, birkaç saniye içinde köpeği Şans yanına geldi. Eylül’ü göremediği için etrafında birkaç tur döndü.
Köpekler iyi duyabilirdi, bu yüzden Eylül tiz sesiyle bağırdı: “Şans, buradayım!” Köpeği onun sesini duydu, sanki Eylül’ün ne yapmak istediğini biliyormuş gibi yere çömeldi. Eylül köpeğinin üstüne çıktı. Şans onun tekrar konuşmasına izin vermeden kulübenin açık kalan kapısından içeri girdi.
Adam cihazını masanın üstüne bırakmıştı. Eylül hızlıca tırmanarak köpeğinin başının üstüne çıktı. Adam ise köpeğe bakıyordu ve kendi kendine bir şeyler söyleniyordu. Eylül, Şans’a masaya doğru ilerlemesini söyledi. Masa alçak olduğu için kolayca üstüne çıkmıştı. Hemen cihazı büyütme moduna getirdi ve çalıştırdı. Cihazın önüne atladığı için eski boyutuna geri dönmüştü.
Adam şaşırmıştı. Eylül bunu fırsat bilip cihazı ona doğrulttu ve adamı küçülttü. Onu raftan aldığı bir kavanozun içine koydu, ardından dışarı çıkıp herkesi eski hâline geri getirdi. Meğerse bu minik insanlar ormana gidip dönemeyen köylülermiş.
İçlerinden biri telefon kulübesinden polisi aradı ve kısa bir süre içinde adamı alıp götürdüler. Küçültme ve büyütme cihazını ise yıllar önce bir bilim insanı icat etmiş. Amacı gelecekte açlıkla mücadele edecek olan insanların yiyeceklerini büyütüp, bütün insanlığa yetecek kadar çoğaltmakmış. Ancak bunun tembelliğe yol açacağını düşündüklerinden dolayı koruma amacıyla müzeye kaldırılmış. Tabi içlerinden kötü düşünceli, Köstebek lakaplı bilim adamı aleti çalmış. Cihazı kötü işlerinde kullanmaya başlamış ve yıllar sonra bu minik insanlar olayında kendini ele vermiş.
Bunları öğrenen Eylül, müze sahiplerine haber verdi ve cihazı teslim etti. Bu olay sadece minik insanları değil, milyonlarca hektar tarım alanını, ormanları ve bitki çeşitlerini, ayrıca birçok tür hayvanı kurtarmış oldu. Yani ekosisteme zarar verebilecek bir olayın önüne geçildi. Eylül bu olayın vesilesiyle köpeği Şans ile birlikte zaman buldukça ormanda vakit geçirdi ve sahip olduğu her şey için şükür etti.