Yazar: Rabia Meryem YILMAZ (9 Yaşında)
Editör: Yağmur KARACAN
Merhaba, benim adım, Oğuz. Bugün, adının Fatıma olduğunu söyleyen ve bana hurma ikram eden Filistinli bir kız ile sohbet ettim. Akşam olup da saat altıya geldiğinde ise Fatıma’ya “Hoşça kal.” deyip evime döndüm. Yatmadan önce ise onunla aramızda geçen konuşmaları sizin okumanız için yazdım:
-Fatıma, sence de İsrail çok acımasız değil mi?
-Evet, öyle. Acımasız olmasalardı, insanların evlerini ellerinden alırlar mıydı? Küçük çocuklara zarar verirler miydi? Masum insanlara silah doğrulturlar mıydı? Hayır, eğer kalplerinde acıma duygusundan zerre kadar olsaydı asla bunları yapmazlardı.
-Haklısın Fatıma. Peki, İsrail’den korkuyor musun?
-Ben Allah’tan başka kimseden korkmam.
-Biz Filistin’in işgalden kurtulmasını çok istiyoruz. Neler yapmalıyız?
-Dua etmelisiniz, İsrail’in ürettiği şeyleri satın almamalısınız.
-İyi de, biz böyle şeyleri satın almazsak bu Filistin’in kurtulmasına nasıl bir katkı sağlayacak?
-İsrail’in ürettiği şeyleri aldığınızda, paranız onlara gidiyor ve onlar da bu parayla silah alıp Filistin halkına eziyet ediyorlar.
-Anladım.
-Filistin için yapabileceğiniz başka şeyler de var. Mesela, yürüyüşlere katılıp İsrail’i protesto etmek gibi.
-Benim teyzem bu yürüyüşlerden birine katılmıştı. Hatta videosunu da çekmiş. İzledim ve çok hoşuma gitti. Aynı zamanda beni cesaretlendirip heyecanlandırdı.
-İsrail’den nasıl nefret ediyorsam, biz ve ilk kıblemiz Mescid-i Aksa için çalışanları da o kadar seviyorum.
-Ben de. Fatıma, şehit olan bir yakının var mı?
-Hayır, yok çok şükür. Fakat komşumuz Muhammed Amcayı, İsrail askerlerini dövmeye kalkıştığı için hapishaneye attılar.
-Ne kadar da cesurmuş Muhammed Amca. Onunla tanışmak isterdim doğrusu. Belki de bana cesaret dersleri verirdi.
-Belki de.
-Biliyor musun Fatıma, ben her gece yatmadan önce dua ediyorum. Allah’ım, diyorum. Ne olur Filistin özgürlüğe kavuşsun, ne olur zalim İsrail cezasını alsın, ne olur dünyada savaş diye bir şey kalmasın. Ne olur Allah’ım, ne olur Allah’ım…
-İyi yapıyorsun. Sakın dualarından vazgeçme. Çünkü ben annemden şöyle bir hadis duymuştum: "Dua müminin silahıdır."
-Aaa, bu hadisi ben de duymuştum. İyi ki hatırlattın.
-Demek ki senin ailen de böyle konulara önem veriyor.
-Evet.
-Oğuz, sohbetimiz çok güzel devam ediyor ama neredeyse akşam oldu. Artık evlerimize gitsek diyorum. Hem, anne babalarımız merak eder.
-Doğru söylüyorsun. O hâlde, hoşça kal, Fatıma!
-Hoşça kal, Oğuz!