top of page
Zeynep Dila Büyükmutlu

Gecenin Ardı

Yazar: Zeynep Dila Büyükmutlu (13 yaşında)

Editör: Nahide Rana Can (11 yaşında)

Şef Editör: Bilge Özsoy


Her şey o gün başladı. Yuvalar huzur ve sevgi kokmuyordu artık. Karıncaların içini ürperten bir soğuk vardı fakat bir kış günü değildi. Karıncalar köreyi yani yuvalarının sıcaklığını kaybettiği için üşüyordu. Sokak lambasında titreşen ışık adeta mors koduyla bir uyarı vermeye çalışıyordu. Felaketten önceki akşam Saatin akrebi 04:17’yi vurduğunda yer adeta gökyüzü kırbaçlıyormuşçasına titredi. Yuvalar yıkıldı, kış için toplanan erzaklar saçıldı ve yakılmak için kullanılacak dondurma çubukları ise bin bir parçaya ayrıldı. Herkes sevdiklerinden iyi haberler almak için o karanlık gecede ne yapacağını bilemez bir hâlde sokaklara savruldu. Sismometre öncesinden bildirim gönderdiği için deprem alarmı zamanında çalışmış ve çok az karınca yaralanmıştı. Fakat Kraliçe’nin kızı için aynı şey söz konusu değildi. Uykuda olan Kraliçe’nin kızı ağır yaralı bir şekilde enkazdan çıkarıldı. Bu duruma çok sinirlenen Kraliçe kimse bir daha zarar görmesin diye tüm yuvaları yıkma kararı aldı ve mecburen herkes sokaklarda yaşamaya başladı. Kimisi bulduğu bir yaprakta kimisi ise bir pet şişenin içinde yaşıyordu. Gazoz kapaklarının altında ve ambalaj paketlerinin içinde olanlar da vardı.


Çoğu karınca başta bu durumu fazla takmadı. Hatta işlerine bile geldi çünkü su, doğalgaz, elektrik faturaları derken bir sürü masraftan kurtuluyorlardı. Ancak bir süre sonra herkes olayın farkına vardı ve itiraz etmeye başladı. Banyo yapamadıkları için karıncalar sanki lağımda yaşıyormuşçasına kötü kokuyordu, sokakta yaşadıkları için mahremiyet kalmamıştı ama en kötüsü işti. Neden dediğinizi duyar gibiyim, hemen anlatıyorum. Su, elektrik ve doğalgaz şirketleri iflas etti. Mimarlar, iç mimarlar ve daha niceleri işsiz kaldı.


Kraliçe’nin kızı bazı diğer tür karıncalarla arkadaş olduğu için de bir nevi Kraliçe’den daha hakimdi ülkeye. Diğer karıncaların ne yaptığını değerlendirdi ve duruma bir el atmak istedi. Kraliçeyle yeniden yapılanma konusu hakkında uzunca tartıştılar. Aslında konuşma süreleri 2 saatti, fakat kıza sanki asırlar geçmiş gibi geldi. Kraliçe aldığı kararıyla, yarattığı zararın farkına, geç varmıştı belki ama bu hiç varmamasından iyiydi. Hemen körelerin tekrar inşaatı için yeni bir emir verdi. Mimarlar, iç mimarlar, işçiler, mühendisler hemen işe girişti. Körelere yeniden su, doğalgaz ve elektrik bağlandı. Bu şirketler yeniden çalışmaya başladı. Elektrik bağlandığı için erzaklar tekrar buzdolaplarına yerleştirilebildi. Doğalgaza parası yetmeyenler tekrardan dondurma çubukları topladı. Artık köreler ve yaşam düzeni yavaş yavaş eski haline dönüyordu. Önceki depremden ders alan Kraliçe her yuvaya raylı sistem yerleştirtti. Biraz fazla masraf oldu ama bu candan ve sağlıktan asla daha değerli değildi. Raylar karıncaların yuvalarına geri dönüp rahatça uyuyabilmelerini sağladı. “Zamanında büyüklerimiz ne güzel söylemiş,” diye düşündü o gece Kraliçe’nin kızı. “En güzel icraat, gece rahat uyutan icraattır.”




bottom of page