Yazar: Mustafa Fatih Arslan (12 yaşında)
Editör: Ahmet Ömer Oruç (12 yaşında)
Şef Editör: Bilge Özsoy
Merhaba. Benim adım Musa. Tarihler 1429 gösterirken ben tam sizin yaşınızdaydım. Sizi şimdi yüz yıl önce yaşamış ve tarihe adını yazdırmış bir bilim adamı ve hükümdârdan bahsedeceğim. Onun için beni can kulağıyla dinleyin. Asıl adı Muhammed Targay’dır. Siz onu Uluğ Bey olarak bilirsiniz. Babam Uluğ Bey’in askeridir. O gün Semerkant sokaklarında tellallar Uluğ Bey’in rasathanesini görmek isteyenlerin gelebileceğini söylüyorlardı. Ben de gök bilimci olmak istiyorum. Kalbim heyecanla doldu. Rasathaneye vardığımda o kadar çok sorum vardı ki hepsini sormak için sabırsızlanıyordum. Babam Uluğ Bey’in yanındaydı, ben de babamın yanına gittiğimde hünkarıma bazı sorular sordum.
Musa: Hünkarım, siz küçükken mi gök bilimci olmaya karar verdiniz?
Uluğ Bey: Hayır, genç yaşlarıma kadar savaşlarda komutanlık yaptım sonradan göğe olan merakımı anladım ve medreseler yaptırdım, bilim adamlarını topladım ve arkadaşlarımla bu rasathaneyi kurdum.
Musa: Hükümdârım, bu uzun boynuza benzeyen icadın adı nedir?
Uluğ Bey: O icadın ismi Zic-i Gürganî'dir.
Musa: Zic-i Gürganî' icadını kimlerle birlikle yaptınız?
Uluğ Bey: Yıldızların gökyüzündeki konumlarını ve hareketlerini bildiren katalog/cetvel mahiyetindeki Zic-i Gürganî'yi eserini Kadızâde Rûmî, Gıyaseddîn Cemşid el-Kâşi, Âli Kuşçu ve öteki astronomların yardımıyla icadını tasarlayıp yaptık.
Musa: Peki dedeniz Timur sizi hangi ilme yönlendirdi?
Uluğ Bey: Dedem ilme önem verirdi bu yüzden beni o zamanın en iyi hocalardan ders aldırttı. Beni ilme adadı, onun sayesinde şimdi bir hükümdâr ve bilim adamıyım.
Musa: Ben de sizin gibi bir bilim adamı olmak istiyorum, nasıl olabilirim?
Uluğ Bey: Asla pes etme; sürekli dene, araştır, yaz, öğren ben de bunları yaptığım için bu icatları ve rasathaneyi kurdum.
Musa: Rasathaneniz açıldığı için heyecanlı mısınız?
Uluğ Bey: Evet, heyecanlıyım elbet ama bu heyecan beni daha nice keşifler sağlayacaktır inşallah.
Musa: Sorularıma vakit ayırdığınız için sağ olun hünkârım.
Uluğ Bey: Bir şey değil Musa.
Uluğ Bey ile vedalaşıp hanemin yolunu tuttum.