top of page
Elif Sare Şentürk

Kitabımın Macerası

Yazar: Elif Sare Şentürk (9 Yaşında)

Editör: Rana Ebrar Güven (11 Yaşında)



Asya, küçük bir köyde annesi ile birlikte, etrafı yemyeşil olan, türlü türlü meyve ağaçlarının olduğu bir evde yaşarlardı. Yaz kış hep aynı yerdelerdi. Asya, eğer hava kötüyse cam kenarına oturup uzun uzun dışarıyı izler, eğer hava güzelse bahçeden eve uzun bir süre geçmezdi.

 

Asya, bir gün camdan dışarıyı izlerken elinde bir kutu ile birisinin eve yaklaştığını gördü. Asya’nın annesi kapıyı açtı ve kutunun üzerinde kızının adını ve soyadını görünce Asya’yı çağırdı. Bunu duyunca Asya çok heyecanlandı, çünkü bırakın Asya’ya kargo gelmesini, evlerinin kapısını çalan bile çok az kişi olurdu. Böyle olunca da anne kız çok heyecanlanıp aynı zamanda da meraklandılar. Kargonun arkasına baktıklarında ne görseler beğenirsiniz? ‘‘Sınıf öğretmeninden hediye!’’ yazan bir etiket! Asya, bunu görünce mutluluktan çığlıklar attı ve havalara uçtu! Hemen kargoyu açmak istiyor, içindekileri görmek için sabırsızlanıyordu. Kutunun içinden bir kitap çıktı. Asya bunu görünce çok sevindi, kitabı heyecanla incelemeye başladı. Daha önce bu kitabı hiçbir kitapçıda ya da sahafta görmediğini düşündü. İçinden “Belki daha bizim köye gelmemiştir,” diye düşünüyordu. Kitabın kapağını açtığında içinde küçük bir not ve imza olduğunu fark etti. Notta şunlar yazıyordu: “Asya, bu kitabı hiçbir yerde görmemişsindir; çünkü bu kitaptan şu an dünyada yalnızca bir tane var, o da senin ellerinde,’’ yazıyordu. Asya hem şaşkın hem de mutluydu. Hemen kitabı okumaya koyuldu ve bitirene kadar da elinden bırakmadı.

 

Asya sonunda kitabının macerasını öğrendi. ‘‘Neymiş kitabın macerası?’’ dediğinizi duyar gibiyim. Sizi daha çok meraklandırmayayım en iyisi. Ancak kitabın macerasını size ben değil, kitabın kendisi anlatsın: Beni tamı tamına on sene önce Asya’nın sınıf öğretmeni Rüya Hanım yazmaya başlamıştı. Rüya Hanım beni yazarken bir sürü yer gezmişti. Mesela Paris, Almanya, Londra, Roma, Japonya gibi yerleri. (Ben de buraları gezmiş oluyorum tabii ki.) Hatta Paris’te Rüya Hanım, Eyfel Kulesi’ne çıkarken beni de çantasına koymuştu. Manzara süperdi. Almanya’ya gidince Alman Pastası yemeden de duramadım. Ne yapayım, çok lezzetli! Londra’da ‘‘fish and chips’’ adlı bir yiyecek denedim ama sonrasında sayfalarımı temizlemek bayağı zor oldu. Roma’da da “maritozzo” adında bir tatlı yedim. Tadı aynı krema gibiydi. Japonya’da da türlü türlü yerleri gezdim ve farklı çeşitlerde bir sürü sushi yedim. Sadece buraları gezmekle kalmadım, bir de uzaya çıktım.

 

Artık kitabın kendisinden dinlediğinize göre bu yazı da bitti. Bir de unutmadan, Asya bu kitabı okuduktan sonra kendini çok özel hissetmeye başladı. Ve kitapla birlikte kendini yeni maceralarla hayal ederek kendi de kitap yazmaya başladı.

 

Comments


bottom of page