Yazar: Begüm Naz Ünal (13 Yaşında)
Editör: Ecrin Şahin (15 Yaşında)
Programın başlamasına yaklaşık on dakika kalmıştı. Derin bir nefes aldım ve son hazırlıklara baktım, her şey tamam görünüyordu. Ben Çağla, bir hafta sonu konuşma programının sunucusuyum. Kameralara baktığımda başlama zamanımızın geldiğini anladım ve konuğumu da masaya davet edip çekime başladık.
- Günaydın sevgili izleyenler, saatlerimiz 12.00 ve biz tabii ki her zaman olduğu gibi buradayız. Bugünkü konuğum Elif Kaya. Sizin de bildiğiniz üzere, herhalde bilmeyen yoktur, Elif Kaya; ülkemizde ününü oldukça duyurmuş bir yazar arkadaşımız. Aynı zamanda da biliyorsunuz ki benim meslektaşım. Nasılsınız Elif Hanım?
- Teşekkür ederim, aslında bugünki konunuz benim çok sevdiğim bir efsane olduğu için ayrıca heyecanlıyım.
- Evet, aslında bugünki konumuz biraz farklı; bugün Elif Hanım ile beraber Kız Kulesi efsanesini konuşucağız.
Elif Kaya oturduğu yerde dikleşti ve konuşmaya başladı:
- Normalde Kız Kulesi’nin dört tane efsanesi vardır. Bunlar Kral’ın Kızı, Battal Gazi, Leandros ve Kız Kulesi, Galata Kulesi’nin Aşkı. Bu efsanelerin en bilindiği Kralın Kızı’dır. Ama bugün, bu efsane herkes tarafından bilindiği için bilinmeyen bir efsane anlatmak istedik: Battal Gazi.
Elif sustuğunda benim konuşmam gerektiğini anladım ve efsaneyi anlatmaya başladım:
- Efsane, Osmanlı Döneminde geçmekte. Battal Gazi İstanbul’u kuşatmaya gelir ancak başarısız olur. Sonrasında Kız Kulesi’nin önündeki kıyıya bir karargâh kurar ve yedi yıl boyunca burada kalır. Yedi yıl… Bu çok uzun bir süre! Fakat bunun bir nedeni vardır: Battal Gazi, tekfurun kızına aşık olmuştur. Ama tekfur bu aşkı onaylamamıştır. Ve bir yandan da Battal Gazi’den korkmaktadır. Bu yüzden kızını hazineleri ile birlikte Kız Kulesi’ne kapatmıştır. Ancak bu, Battal Gazi’ye bir engel olmamıştır.
Elif Kaya birkaç onaylayan ses çıkardıktan sonra suyundan bir yudum aldı ve anlatmaya devam etti:
- Battal Gazi’yi kim tutabilirdi? O istediği şey için sonuna kadar mücadele ederdi. Battal Gazi, Şam seferinden sonra Üsküdar’a döner ve kayık ile Kız Kulesi’ne gelir. Tekfurun kızını ve hazineleri alarak Üsküdar’a geri döner ve atına binip oradan uzaklaşır. Ayrıca bununla ilgili çokça bilindik bir deyim de vardır. Biliyor musunuz?
- Aaa gerçekten mi, hangi deyim?
- Aslında günlük hayatta da sıklıkça kullandığımız “Atı alan Üsküdar’ı geçti,” deyimi bu efsaneye dayanır.
- Evet sevgili izleyiciler, bugün de bir programın daha sonuna geldik; belki bir dahaki programlarımızda Kız Kulesi’nin farklı efsanelerini ve gizlemlerini konuşuruz. Ne dersiniz? Mutlu bir hafta sonu geçirmeniz dileğiyle. Hoşça kalın!