top of page
Sümeyye İsra Çavdar

Sevinçli Ayrılık

Yazar: Sümeyye İsra Çavdar

Editör: İsra Tunç (11 Yaşında)

Şef Editör: Bilge Özsoy



O gün rafımda huzurlu bir şekilde bekliyordum. Bana doğru hafif kırışık, yaşlı bir el uzandı. Ben ne diyeceğimi bilmiyordum, hemen arkadaşlarımla vedalaştım. Onlardan ayrılırken aklıma bir şey geldi. Yoksa bu o el miydi? Geçenlerde ailemi de tam böyle bir el almıştı. Üzülmüştüm, çünkü ailem gitmişti. Ama belki onları bu el aldıysa onlarla yeniden buluşma fırsatı yakalayabilirdim. Ben bunları düşünürken çoktan kasaya gelmiştik ve şu dıt dıt sesi çıkaran aletten geçmiştim.

Dışarısı yağmurda ıslanmış mis gibi toprak kokuyor, gök kuşağı adeta bize el sallıyor. Beni alan al yanaklı teyzenin kırmızımsı bahçıvan çizmeleri toprakta şılap şılap gibi sesler çıkarıyordu. Dolmuşa bindik ve teyzenin şirin mi şirin kulübesine girdik. Üzerinde “Şükran teyzenin evine hoş geldiniz” yazıyordu. Meğerse adı Şükran’mış, evindeki pofidik köpeğin adı da Pof’muş. Nereden mi biliyorum? Çünkü Şükran teyze onu hep böyle çağırıyordu. Kulübedeki tahtaların kokusu meşe ağacını anımsatıyordu ve en az içerdeki dev çiçekler kadar güzel kokuyorlardı. Şükran teyze Pof’a “Oğlum hadi sütü getir,” diye bağırdı. Bir dakika süt ben oluyordum. Pof geldi ve beni Şükran teyzenin yanına bıraktı. Şükran teyze yarımı bardağa döktü, iştahla içti ve beni buzdolabına koydu. Bende buzdolabındaki arkadaşlarım ile konuşmaya başladım. Buzdolabında binlerce yiyecek ve içecek vardı, hepsiyle tanıştım sohbet ettim, oynadım ama en iyi arkadaşım Pey oldu. Pey buraya haftalar önce gelmişti ve süt ürünlerinin yerine geçmişti. Ben arkadaşlarımla sohbet ederken bir anda kapak açıldı ve beni altın sarısı saçları iki yandan örülmüş, kırmızı etekli, mavi gözlü bir kız çocuğu buzdolabından aldı. “Anneanne, anneanne!” diye bağırdı. Şükran teyze geldi ve “Ne oldu Merveciğim?” diye sordu. Merve “Acaba hangi sütü almalıyım anneanne?” dedi. Şükran teyze cevap verdi: “Bence mavi olanı al!” Merve mavi renkli kutuyu aldı, bu Süra oluyordu. Merve tam kapağı kapatmaya yeltendi ki Şükran teyze Süra’yı aldı, kapağını kapadı ve fırından yeni çıkmış, tazecik, mis kokulu çikolatalı kurabiyeleri torununa ikram etti. Şükran teyze benim içimdeki sütü bitirmişti ve geri dönüşüme atmıştı. Ama korkmadım çünkü Süra’da yanımdaydı. Beraber geri dönüşüme gittik.

Ben biraz durgundum. Çünkü aileme hâlâ kavuşamamıştım. Yol boyunca onları düşündüm durdum. Ben zamanın nasıl geçtiğini anlamadan geri dönüşüm merkezine gelmiştik bile. Türlere göre ayrılma ünitesinde marketteki bazı arkadaşlarımı gördüm. Onlarla ayaküstü sohbet ettik ve diğer üniteye gittik. Bir saat sonra yeniden süt kutusu olmuştum, çabucak markete gitmek istiyordum. Süra bağırdı: “Market göründü!” Çok sevinmiştim, markete girdik ve gözlerime inanamadım. Ailem karşımdaydı. Gidip onlarla hasret giderdim, konuştum akşam olunca rafta uyumak için yerimi aldım etrafa bakınınca buraları ve ailemi gerçekten çok özlediğimi fark ettim.


bottom of page