Yazar: Muhammed Yusuf DOĞAN (11 Yaşında)
Editör: Ayşe Erva KÜPELİ (10 Yaşında)
Şef Editör: Yağmur KARACAN
Merhaba! Ben, Aykut. 11 yaşındayım. İspanya ülkesinin Barselona şehrinde yaşıyorum. Türkçe, İspanyolca ve İngilizce olmak üzere üç dil biliyorum. En sevdiğim şeyler resim çizmek, boyalarla uğraşmak…
O gün yine her pazar giydiğim kombinimi, yani çizgili kazağımın üstüne yeşil ceketimi, altıma da mavi pantolonumu geçirip kendimi evden dışarıya attım. Nereye mi gidiyorum? Tabi ki de ustam Pablo Picasso’nun yanına. Her pazar ustamın yanına gider ve onun gibi iyi bir ressam olmak için ders alırım. Ustam büyük bir şatoda yaşıyor ve şatonun her bir yerinde farklı farklı hizmetçileri var. Şatoya vardığımda beni ustamın danışmanı karşıladı.
- Picasso Bey çalışma odasında sizi bekliyor.
Âdeta uçarak ustamın çalışma odasına gittim. Siyah beyaz takım elbise giymişti.
- Merhaba ufaklık, bak sana ne göstereceğim. Tatatatamm! Bak, yeni resmim. Nasıl olmuş?
- Çok güzel olmuş usta. Buna bir isim koydun mu?
- Gerçekten unutmuşum… Bu şahesere bir isim koymayı unutmuşum. Bugün akşam bunun sergisi var, isimsiz olmaz.
- Usta bir sakin ol, elbet bir şey buluruz. Buraya gitar çalan yaşlı bir adam çizmişsin. Bir düşünelim. Hmmm... Buldum! Efsane Gitarcı nasıl ama?
- İğrenç.
- Peki ya Huysuz Gitarcı?
- En az diğeri kadar kötü.
- Ohoo usta, sana da fikir beğendiremiyoruz ha.
- Buldum! Yaşlı Gitarist.
- Eh işte, benimkiler daha güzeldi ama bu da fena sayılmaz.
- Haydi haydi, çenen yerine elin çalışsın, şu resmi taşımama yardım et de aşağıya indirelim.
Daha faytoncu bulacağız.
Ustam resme o kadar değer veriyordu ki hizmetçilere bile taşıtmıyordu. Ama benden emindi, o yüzden resmi taşımasında ona ben yardım ediyordum. Hemen dışarıya çıktık. Zaten şato Barselona’nın işlek bir yolunun kenarında olduğu için bir iki dakika yürüdükten sonra faytoncu karşımıza çıktı.
Hemen arabaya atladık, faytoncu önde atları çekiyor, biz de arkada sohbet ediyorduk. İsim konusunda biraz direttim ama ustam kararlıydı. Sonunda sergi alanına ulaştık. Birbirinden güzel bir sürü resim vardı ama en çok bizimki ilgi çekti. Geri dönerken bizim evin yakınlarında ben faytondan indim. Benim için çok özel bir gündü...