Yazar: Aişe Hüma DİLEK (10 Yaşında)
Editör: Sude SAYGIN (12 Yaşında)
Çizer: Betül KIZILER (10 Yaşında)
Şef Editör: Yağmur KARACAN
Hayır! Yine mi?
Düşmanlardan kaçıyor ve saklanıyorduk. Yanımda Ayşegül, Süper Play ve WWW vardı.
Merhaba ben Mahmud. Grup arkadaşlarımla çok garip işler çeviriyoruz. Dünya böyle işte hep aynı. Sabah uyan bir saniye de üstünü giyin silahını al çık.
Pantolonlarımız yırtık pırtık, bir birlerimizi yakından tanımıyoruz, annemiz babamız yanımızda değil en kötüsü, her yerde yılan var.
Neyseki ne yapacağımızı biliyoruz oda, kaçmak. Ne yapalım sonuçta hepimiz on yaşlarında çocuklarız ama dıştan ayakları titreten dişleri gıcırdatan bir çete gibiyiz.
Başladık. Kararımızı verdik ve Süper Play ve ben ormanın bir tarafına WWW ve Ayşegül ormanın öteki tarafına doğru yola çıktık. Süper Play ve ben ormanda yürüyorduk. Çalılıkların arasından baktığımızda otuz tane düşman gördük.
Ağzım sulandı. Silahımı havaya kaldırdım tam birini vuracakken arkamda bir düşman olduğunu hissettim. Ve doğruydu arkamda kocaman bir asker vardı. O kadar korktum ki kedi görmüş fare gibi oldum ve kaçmaya başladım. Ama maalesef Süper Play düşman kapanına yakalandı.
Sığınağımıza koşuyordum. Çok yaralanmıştım. Sığınağa girdim ve sessizce bekledim. Düşmanlar biraz ormanda avını bekleyen kaplan gibi beklediler ama sonra uzaklaştılar. Onlar uzaklaştıktan sonra WhatsApp’tan Ayşegül ve WWW ya olayı anlatım ve yanıma geldiler.
İkinci gündü. Bu sefer birbirimizden ayrılmamaya karar verdik. Uzun bir süre yürüdük ve sonunda karşımıza büyük bir kale çıktı. Kale çok eski görünüyordu. Kalenin içine girdik. Girdiğimiz an karşımıza kocama bir heykel çıktı. Heykel uzun burunu ile kel bir adama benziyordu. Bu heykel tehlike anlamına geliyordu. Yine de korkmadan kaleyi gezmeye başladık.
Kaledeki en büyük kapılı odayı gördük ve içine girdik. Girdiğimiz gibi pişman olduk çünkü oda düşmanlarla doluydu. Kaçmaya çalışırken Ayşegül’ün parmağı acıdı ve kendini bırakıp kaybetti. Ben ve www tek düşmanlarla dolu bu korkunç dünyada kalakaldık. Düşündüm ve WWW'ya WhatsApp tan uzaya çıkmayı teklif ettim. Ve birlikte bir saniyede uzaygemimizi yaptık.
Kalkmamıza son üç, iki, bir puf…
- Mahmud yemek hazır ne yapıyorsan onu bırak.
- Tamam anne.
Bilgisayarımı kapattım. Artık oyun saatim bitmişti. Hem gözlerimde yorulmuş. Neyse beni dinlediğin için teşekkürler.