Yazar: Salih Doygun (11 Yaşında)
Editör: Nahide Rana Can (11 Yaşında)
Güneş, o sabah Güneş’in ilk ışıklarıyla uyanmış. Daha doğrusu Güneş uyanır uyanmaz ilk ışıklarını saçmış ya da Güneş’in uyanmasıyla ışıklar saçılmış. Her neyse, bu uyanma anı uzun sürmemiş zaten. Güneş hemen dışarı çıkmış ve Dünya’yı aydınlatmaya başlamış. Bir yandan parlıyor bir yandan da “Bu gökyüzünün en parlak yıldızı benim!” diye övünüyormuş. Proxima Centauri, 40 trilyon kilometre uzaktan durumu fark etmiş. (Benden duymuş olmayın ama yıldızların gözleri çok keskindir.) Hemen Güneş’e seslenmiş. (Eh, hadi bu bilgiyi de paylaşayım sizinle yıldızların sesleri de pek gür olur.)
- Güneş kardeş, sen Dünya’dan dev gibi gözüküyorsun ama aslında orta boylu bir yıldızsın. Hemen kibirlenme, senden başka yıldızlar da var.
Güneş hemen itiraz etmiş:
- Sen bana göre küçücüksün, benim yedide birim kadarsın. Ben orta boylu bir yıldızsam sen yıldız bile olamazsın.
Proxima Centauri, Güneş’e çok kızmış. Güneş ise onunla “S beden yıldız,” diyerek alay etmiş. Proxima Centauri gibi Güneş’in 40 trilyon kilometre ötesindeki başka bir yıldız olan Alpha Centauri A, Güneş’i duymuş ve gürleyerek itiraz etmiş. (Evet, aynen tahmin ettiğiniz gibi yıldızların kulakları da çok keskindir.)
- Dur bakalım Güneş, ben senden daha büyük ve daha parlağım!
- Ama insanlar seni sevmeyi bırak tanımıyorlar bile! Şimdiye kadar kimsenin “Alpha Centauri A, ne de güzel bir yıldız!” dediğini duymadım.
- Sen de kendini evrenin yıldızı sanıyorsun. Çaktın mı espriyi?
Onlar tartışırken, Stephenson 2-18 uzaktan kendi kendine söylenmiş.
- Bunların aklını başına getirmezsem bana da Stephenson 2-18 demesinler!
Hızla yanlarına gittiğinde Güneş’in ve Alpha Centauri A’nın ağzı açık kalmış. Çünkü evrenin en büyük yıldızı unvanlı Stephenson 2-18 onların 2150 katıymış. Bir de harflerle ifade edelim de büyüklüğü iyi anlaşılsın: Tam tamına iki bin yüz elli katı. Stephenson tüm heybetiyle ağabeylik yapmış ve Güneş’e nasihatte bulunmuş:
- Asla böbürlenme Güneş!
Güneş kibirli olmasına kibirliymiş ama aynı zamanda kafası da çalışan bir yıldızmış. Hemen hatasını anlamış. Hatta kendine ceza vermek için parlamamayı bile düşünmüş. Gelin görün ki Stephenson 2-18 onu vazgeçirmiş.
- Hatanı tekrarlamazsan hiçbir sorun kalmaz. Hem adamın biri ne demiş: Ne olursan ol, yine parla!
Kommentare