top of page
Zeynep Yaren Aytekin

Yıldızların Ötesi

Yazar: Zeynep Yaren Aytekin (12 Yaşında)

Editör: Ahmed Eren Öztürk (10 Yaşında)



Aleda, kitapların evrenine ışınlanabilen genç bir kızdı. Okuduğu kitapların evrenlerine ışınlanıyordu. Daha dün “İçimdeki Müzik” kitabına ışınlanmıştı. Kitabın sonunu değiştirmiş, Melodi’nin yarışmaya yetişmesini sağlamıştı. Bu sayede Melodi, kendi evreninde çok ünlü oldu. Melodi ile gurur duyuyordu, o çok güçlüydü. Bugün gideceği evreni çok merak ediyordu. Heyecanla odasına koştu. Yatağına uzanıp şu sözleri mırıldandı. “Evrenlerden birine… Yıldızların ötesine…” Bu sözlerden sonra gözleri yavaşça kapandı. Kendini bir dağın önünde buldu. İleride bir çilek tarlası gördü. Kafasını yana çevirince kalkmak üzere olan bir otobüs gördü. Ardından gördüğü çam ağacını da görünce burasının Percy Jackson Evreni olduğuna emin oldu. Otobüse bindi. İstasyonun önünde indi. İçerden gelen patates kızartması ve yılan zehri kokusuyla beraber nerede olduğunu anlamaya çalıştı. Yılan Zehri…Medusa! Medusa’nın yani M. teyzenindi burası! İçeriden yılan tıslamaları gelince anladı ki Annabeth, Percy ve Kıvırcık içeride Medusa’nın yılanları ile savaşıyorlardı. Sonra çalıların arasından birisinin geçtiğini gördü. Aleda, olanları anlamak için ilerlerken bir cisim ile çarpıştı. Bu dehşet içinde görünen heykelden bir insandı. Aklına Medusa’nın gözlerine bakarsa onun da sonunun bu heykel gibi olacağı geldi. O sırada arkasından hızla geçen bir şey olduğunu hissetti. Ona doğru dönünce siyah, pelerine benzeyen bir kıyafetle geçen kızı gördü. Kız olduğunu uzun saçlarından anladı.  

- Hey! Sende kimsin?

Kız koşarak oradan uzaklaştı. Sadece şunları söyledi:

- Sonra görüşeceğiz Aleda!

Aleda daha konuşamadan kız kaçmıştı.

- Bari adını söyleseydin! Hey, kime diyorum ben?

Aleda bu evrenden hemen çıkmak istedi. Uyanmak için parolasını mırıldandı: Yıldızların ötesinden… Kendi evrenime…


Gece karası gözlerini yavaşça açtı. Kafasını kaşıdı. O kız kimdi? Adını nereden biliyordu? Saate baktı. Kütüphaneye gidip yeni kitaplar alması gerekiyordu. Hazırlanıp evden çıktı.

Kütüphaneden içeri girdi. Biraz ilerledikten sonra bir rafın önünde durdu. Göz gezdirdi. Ardından Şeker Portakalı’nı aldı. Kütüphane görevlisinin yanına gitti:

- Merhaba Bayan M.  Bu kitabı almak istiyorum.

- Tabii ki de Aleda, kütüphane kartını ver bakalım.

Aleda, cüzdanını karıştırdı lakin kütüphane kartını bulamadı:

- Allah Allah, nerede bu kart?

- Kartını  kaybettiysen yenisini çıkaralım Aledacığım.

- Peki Bayan M.


Aleda evin yolunu tuttu. Eve varınca hemen başka bir evrene gitmek istedi. Tam yatağına yatacakken kapı çaldı. Aleda, annesinin iş seyehatinde olduğunu hatırlayıp hemen kapıya koştu. Kapıyı açtığında kimse yoktu, sadece bir kağıt. Aleda kağıdı aldı. Kapıyı kapattı ve notu okudu. “Aleda, evinizin yanında bulunan ***** parkına gelmeni rica ediyorum. Evrensel bir arkadaşından.” Aleda heyecanla ve korkuyla üzerine hırkasını giyip parka gitti. Bankta oturan birini gördü. Ardından başka bir banka oturdu. O bankta oturan kişi kalktı ve Aleda’nın yanına geldi:

- Merhaba Aleda. Ben Arya, senin gibi bir yıldız ötesi gezginiyim. Uzun zamandır seninle evrenlerde karşılaşıyorum. Al bakalım bunu.

Arya, Aleda’ya kütüphane kartını verdi.

- Her yerde bunu aradım. Sende ne işi var?

- İçimdeki Müzik evreninde düşürmüşsün. Böylece adını ve evrenini öğrendim.

- Ah benim sakar kafam! Peki neden buraya geldin?

- Tanışmaya ve ilk yıldızlar ötesi arkadaşlığını yapmaya geldim. Ne dersin?

- Düşünmem lazım.

- Ciddi misin?

- Ciddi gibi bir hâlim mi var? Tabii ki de evet derim!

- Mükemmel, o zaman evrenlere ve yıldızlara hayırlı olsun!

- Peki, sizin evrende kendiliğinden yazan kalem var mı?

- Cidden mi? Dalga mı geçiyorsun? Ciddi ol biraz.

- Peki kaptan!

- Aleda!

- Şaka şaka, kızma hemen.

- Seninle çok işimiz var!

Comments


bottom of page